Hepimiz okul sıralarından, sokaklardan ya da sosyal medyadan bir şekilde tanığız: Birinin dışlandığı, alay edildiği ya da tehdit edildiği anlar... Akran zorbalığı, özellikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde karşımıza çıkan ama etkisi yıllarca sürebilen ciddi bir sorun.
Ama önce şunu netleştirelim: Akran zorbalığı nedir?
Zorbalık, bir kişinin başka bir kişiye sürekli olarak fiziksel, sözlü ya da duygusal zarar vermesi durumudur. "Akran" kısmı ise bu durumun genellikle yaşıtlar arasında yaşanması anlamına gelir. Yani aynı sınıfta okuyan, aynı mahallede yaşayan ya da aynı yaş grubunda olan çocuklar arasında olur. Ve evet, sadece fiziksel şiddet değil; dışlama, dedikodu yayma, alay etme, tehdit etme gibi davranışlar da zorbalığa girer.
Şakayla karışık dedikleri...
Ne yazık ki bazı davranışlar “şaka” adı altında gizlenebiliyor. Bir çocuğa sürekli lakap takmak, onun görünüşüyle ya da ailesiyle alay etmek, sosyal medyada hakkında küçük düşürücü paylaşımlar yapmak bunlardan bazıları. Oysa bu “şaka”lar bir çocuğun öz güvenini yerle bir edebilir, onu yalnızlığa itebilir ve hatta uzun vadede depresyon ya da kaygı bozukluklarına yol açabilir.
Zorbalığın sessiz kurbanları
Bazı çocuklar zorbalığa uğradığını açıkça söyleyemez. Utanabilir, suçluluk hissedebilir ya da kimseye inandırabileceğini düşünmeyebilir. Bu yüzden dikkatli olmak gerekiyor. Eğer bir çocuk;
Okula gitmek istemiyorsa,
Sürekli mutsuz ve içine kapanıksa,
Eşyaları kayboluyor ya da zarar görüyorsa,
Kendine olan güveni azaldıysa,
belki de yardım çağrısı yapıyordur. Onu yargılamadan, suçlamadan dinlemek çok önemli. “Abartıyorsun”, “Sen de karşılık verseydin” gibi cümleler, destek olmaktan çok zarar verebilir.
Peki ne yapabiliriz?
Konuşun: Hem çocuklarla hem öğretmenlerle açık açık konuşun. Akran zorbalığı hakkında bilinçli olmak, önlem almanın ilk adımı.
Gözlemleyin: Özellikle sosyal medya ve çevrimiçi oyunlarda neler yaşandığını gözlemlemek, dijital zorbalığı fark etmenizi sağlar.
Destek olun: Çocuklara duygularını ifade etmeyi öğretin. Onlara her koşulda yanında olduğunuzu hissettirin.
Profesyonel yardımdan çekinmeyin: Gerekirse bir psikolojik danışmandan destek almak, süreci daha sağlıklı yönetmeye yardımcı olur.
Unutmayalım…
Bir çocuğun hayatında fark yaratmak bazen sadece “Seni anlıyorum, yanındayım” demekle başlar. Akran zorbalığına sessiz kalmayalım. Çünkü bazen bir kelime, bir bakış ya da bir omuz vermek; bir çocuğun karanlığını aydınlatabilir.