Bağlanma stillerimiz, erken çocukluk döneminde bakım verenlerle kurduğumuz ilişkilerle şekillenir ve yetişkinlikte romantik ilişkilerimizden dostluklarımıza kadar birçok alanda kendini gösterir. Bu bağlanma stillerinden biri olan kaygılı bağlanma, bireyin yakın ilişkilerde yoğun bir terk edilme korkusu ve sürekli bir onay ihtiyacı yaşamasıyla karakterizedir.
Kaygılı Bağlanma Stilinin Temel Özellikleri
Kaygılı bağlanan bireyler için ilişkiler çok önemlidir, ancak bu ilişkiler çoğunlukla yoğun bir belirsizlik ve duygusal dalgalanma ile doludur. Sıklıkla şu davranışlar gözlemlenir:
Partnerin ilgisini ve sevgisini sürekli test etme
Küçük ilgisizlikleri tehdit olarak algılama
Aşırı ilgi beklentisi ve karşılık görmeyince hayal kırıklığı
“Beni yeterince sevmiyor mu?”, “Yalnız kalacak mıyım?” gibi yoğun endişeler
Bu bireyler, genellikle sevgiye büyük bir özlem duyarlar ancak sevilmeye layık olmadıkları inancını da içselleştirmiş olabilirler. Bu çelişki, ilişkilerde hem fazla yapışkan hem de savunmasız bir tutuma neden olabilir.
Kaygılı Bağlanmanın Kökeni
Çocuklukta istikrarsız, zaman zaman ihmal eden veya aşırı müdahaleci bakım verenlerle kurulan ilişkiler, kaygılı bağlanma stilinin gelişmesinde etkilidir. Çocuk, sevgi gördüğünde bunun ne zaman kesileceğini bilemez hale gelir ve sürekli teyit arayışına girer. Bu temel güven eksikliği, yetişkinlikte de sürer.
İlişkilerde Yansımaları
Kaygılı bağlanan bireyler, genellikle daha güvenli bağlanan partnerlerle birlikte olmak isterler, ancak bu ilişkilerde bile karşı tarafın davranışlarını aşırı analiz etme, mesajlara geç cevap alınca paniğe kapılma gibi davranışlar sık görülür. Bu durum, ilişkide gerginlik yaratabilir ve ironik şekilde, korkulan terk edilme durumunu tetikleyebilir.
Kaygılı Bağlanma ile Başa Çıkmak Mümkün mü?
Kesinlikle. Farkındalık, bu süreçteki ilk ve en önemli adımdır. Kaygılı bağlanma stiline sahip bireyler:
Duygularını fark edip isimlendirmeyi öğrenerek,
Güvenli ilişkiler kurarak ve sınır çizmeyi deneyimleyerek,
Gerekirse terapi desteğiyle geçmişten gelen inançları dönüştürerek, daha güvenli bir bağlanma stiline doğru ilerleyebilirler. Bu süreç sabır gerektirir, ama mümkündür.
İlişkilerdeki duygusal düzenimizi anlamak, hem kendimize hem de karşımızdakine daha sağlıklı bir alan açmamıza yardımcı olur.